Temizliğin vazgeçilmez olduğu ve sık sık el yıkama davranışında bulunduğumuz pandemi günlerinden sonra devam eden titiz miyim yoksa takıntılı mıyım düşüncesi kafamızı karıştırmakta ama temizlik takıntısı ile titizlik arasında ince bir çizgi vardır.
Takıntının ne olduğunu ve çeşitlerini obsesif kompulsif bozukluk(OKB) yazımda daha detaylı ulaşabilirsiniz. Ama bugün OKB’nin alt başlığı olan temizlik takıntısını konuşacağız. Kişi vaktinin çoğunu evini, ofisini, arabasını temiz tutmaya çalışmakla geçirir. Bu kişiler, özellikle de dışarıda oldukları zaman, bir yerlere dokunmaktan kaçınır, kapıları mendille açar, bir yere dokunmak zorunda kalırlarsa da hemen ellerini yıkamaya çalışır aksi takdirde büyük rahatsızlık hissederler. Hem bireysel hem de içinde yaşadığımız çevrenin temizliğine özen göstermek bir noktaya kadar hastalıkları uzak tutup daha konforlu ve daha sağlıklı bir hayat yaşamamızı sağlarken, aslında temizlik bir takıntıya dönüştüğü aşamada hem bireyin hem de çevresinin hayatı kısıtlanmaya başlar.
Temizlik takıntısı denince akla ilk el yıkama gelir, ancak bir şeylerin pislikle bulaştığı düşüncesi ve buna eşlik eden yıkama davranışının bulunduğu farklı durumlar da vardır. Mesela dışarıdan gelen bir torba pis olarak düşünülürse değdiği her yeri temizleme ihtiyacı yaşanabilir. Ya da sokakta giyilen kaban dahil tüm kıyafetler pis görülüp eve gelir gelmez hepsini yıkama ihtiyacı duyulabilir. Bazıları evden misafirler gider gitmez koltuk kılıfı perde yıkayabilir. Temizlik yapılan malzemeleri de temizleme ihtiyacı duyulabilir. Kalıp sabunları yıkayanlar, temizlik bezlerini defalarca kaynatanlar, her yerin temizliği için ayrı bir temizlik bezi kullanıp bunları da çöpe atanlar olabilir. Bazıları da sadece kendilerini değil yakınlarını da yıkamak isteyebilir. Özellikle çocuklar evdeki temizlik takıntısı olan ebeveyni örnek alarak ileride temizlik takıntısı geliştirebilirler.
Temizlik hastalığı daha çok ev içerisinde fazla vakit geçirildiğinden dolayı kadınlarda daha fazla olduğu görülmektedir. Erken çocukluk döneminde erkeklerde daha fazla olduğu görülürken, yetişkinlikte cinsiyete göre farklılık görülmemektedir.