14 C
İzmir
26 Nisan 2023, Çarşamba

Buy now

spot_img

Yüksek İşlevli Kaygı Nedir?

Yüksek işlevli kaygı, günlük yaşamda işlevsellik gösteren ancak içten içe kaygı ile mücadele eden bireyleri tanımlayan görece yeni bir kavramdır. Bu bireyler yüzeyde başarılı görünürler, ancak içsel olarak iyi oluşlarını ve yaşam kalitelerini etkileyebilecek kaygı ile mücadele ederler.

Yüksek işlevli kaygının belirtileri; aşırı endişe, huzursuzluk, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü, kas gerginliği, baş ağrısı ve yorgunluk gibi fiziksel semptomlar gibi yaygın kaygı bozukluğu belirtilerine benzer. Ancak, yüksek işlevli kaygısı olan bireyler, endişeleri ile başa çıkmanın bir yolu olarak mükemmeliyetçilik, başarı arzusu ve kontrol ihtiyacı gibi özellikleri de gösterebilirler. Araştırmalar, yüksek baskı altındaki iş veya akademik ortamlarda yüksek işlevli kaygının yaygın bir deneyim olduğunu göstermektedir. Tıp öğrencileri ile yapılan bir çalışma, öğrencilerin neredeyse yarısının yüksek işlevli kaygı semptomlarını bildirdiğini, bu semptomların da iyi oluş düzeyleri ve akademik performansları ile ilişkili olduğunu bulmuştur.

Yüksek işlevli kaygı, bireylerin kariyerlerinde veya diğer hedeflerinde başarılı olmalarına izin verebilirken, zihinsel sağlık ve ilişkileri üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Tükenmişliğe, yakın bağlantılar kurmakta zorlanmaya ve aşırı çalışmaya eğilimli olabilirler.

Yüksek işlevli kaygı için tedavi genellikle terapi, ilaç, bilinçli farkındalık, egzersiz ve stres yönetimi gibi kendine bakım stratejilerinin kombinasyonunu içerir. Bilişsel davranışçı terapinin de (BDT), kaygı bozukluklarının tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir ve özellikle yüksek işlevli kaygısı olan bireyler için faydalı olabilir.

Yüksek işlevli kaygısı olan bireylerin destek ve sağaltın yöntemleri araması önemlidir, çünkü bu semptomları yönetmelerine ve genel iyi oluşlarını iyileştirmelerine yardımcı olabilir. Yüksek işlevli kaygı, bireylerin başarı elde etmelerine izin verebilir, ancak zihinsel sağlıkları ve mutluluklarından ödün vermemelidir.

Kaynaklar

  1. Dahlin, M., Joneborg, N., & Runeson, B. (2005). Stress and depression among medical students: a cross-sectional study. Medical education, 39(6), 594-604.
  2. Hofmann, S. G., Asnaani, A., Vonk, I. J., Sawyer, A. T., & Fang, A. (2012). The efficacy of cognitive behavioral therapy: A review of meta-analyses. Cognitive therapy and research, 36(5), 427-440.

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Stay Connected

0BeğenenlerBeğen
3,762TakipçilerTakip Et
20,800AboneAbone Ol
- Advertisement -spot_img

Latest Articles