Belirsizlik, olayların gerçekleşme olasılığının bilinmediği durum. Tabi ki bu sadece sözcük anlamı olarak bilinen kısmı gelin sizinle birlikte bu durumu biraz daha işin psikolojik boyutundan bakalım ve inceleyelim. Sizin de içinizde daha kelimeyi okurken bir ürperti sardı mı? Hatta belki aklınızdan ve düşünceleriniz arasından öngörülemeyen durumlar zihninizde canlandı endişelenmeye ve kaygılanmaya çoktan başladınız bile kim bilir? Ama konumuza genel hatlarıyla yoğunlaşmadan önce sizlere çok karıştırılan 2 kavramı açıklamak istiyorum. Endişe ve Kaygı.
Endişe bilişsel ve zihinsel bir süreçtir, yani zihnimiz de oluşur. Endişe, zihinsel olarak gelecekte olacak olan olumsuz sonuçlar meydana gelmesini beklemek ve bunlara hazırlık yapmak ile ilgilidir. Olabilecek olumsuz durumların hakkında düşünmek ve Olasılık dahilinde beklenen olumsuz sonuçlar ile başa çıkabilmek için zihinsel aynı zamanda bilişsel girişimlerde bulunmak örnek olarak verilebilir. Bu durumda, endişe gelecek hakkında zihinde düşünmek ve planlamalar yapmak, ve neler olabileceğini önceden kestirmek ve değişik durumlarla nasıl başa çıkabileceğiniz ile ilgili ayrıntılı senaryolar oluşturmaktır. Ya olursa? O zaman bu durumda ben bunu yaparım.. Ya peki böyle olursa? O zaman da bunu yaparım.. İnsan olarak endişe duyabileceğimiz birçok şey bulunsa da, tüm endişeler tek bir ortak özellik paylaşırlar:
Endişeler klasik birer “Ya olursa” diye başlayan ve zihinde canlanan sorulardır.
Örnek vermek gerekirse, Arkadaşınızı görmek için yolculuk yapmayı planlıyorsunuz ve zihniniz de şöyle bir şey canlanıyor; “Ya sürekli yağmur yağarsa?” Sonra bu soru bir diğer endişeyi tetikliyor; Eğer yağmur yağarsa, arkadaşımla planladığım aktivitelerin hiçbirini yapamam ve çok kötü zaman geçiririm aynı zamanda ya arkadaşım kötü hissederse sonuçta onunla birlikte vakit geçirmemi bekliyordu..
Endişeler, gelecek hakkındaki düşüncelerdir. Olup bitmiş veya geçmişte olan bir olay hakkında düşünüyor olsanız bile, endişelendiğimizde olayın gelecekte ki olumsuz tarafı ile ilgilisinizdir.
Endişeler her zaman olumsuzdur. Gelecekteki olasılık dahilinde olan olaylar için endişelendiğinizde, olabilecek olumlu şeylerle ilgili değilsinizdir. Çünkü olumlu durumlar zihinde problem çözmeyi gerektirmezler. Bunun yerine zihnimiz olumsuza ve olabilecek kötü şeyler üzerine odaklıdır.
Peki o halde endişeyi ne tetikler de zihnimiz de bu düşünsel sürecin başlamasına sebep olur? Belirsizliğe yol açıp bizi endişeye sürükleyen şeyler: Öngörülememe durumu, Yenilik ve Belirsizlik.
Öngörülemeyen durumlara örnek vermek gerekirse; Yazılı bir sınava hazırlanmak olabilir. Sınavda tam olarak birebir hangi soruların sorulacağını veya çıkacağını bilmediğinize göre, bu durum öngörülemeyen durumlara örnektir. Sorular zor mu olacak? Soruları yanıtlayabilmek için yeterince çalıştınız mı? Böyle bir durumda endişeleriniz: Ya sınav için yeteri kadar çalışmazsam? Ya soruları verilen süre içinde cevaplayamazsam? Sınavdan kötü not alabilirim.. şeklinde olabilir.
Yeni durumlara örnek vermek gerekirse; Daha önce hiç içinde bulunmadığınız veya tecrübe etmediğiniz durumlardır. İlk kez üniversiteye gitmek yeni bir durumdur ve sizi endişelendirebilir. Ya sınıfımı bulamazsam? Sınıfımı bulmak için erkenden gidebilirim..
Belirsizlik durumları olumlu olumsuz veya nötr olabilecek şeylerin meydana gelebileceği bir durumdur. Belirsizlik durumlarına örnek vermek gerekirse; Arkadaşınız sizinle görüşmek istediğini belirtti. Bu belirsiz bir durumdur çünkü arkadaşınız neden sizinle görüşmek istediğini bilmiyorsunuz. İyi bir haber vermek için olabilir (olumlu), Kötü bir haber vermek için olabilir (olumsuz), Ödevler hakkında konuşmak için olabilir (nötr).
Herkesin zaman zaman endişelendiğini ve bunun gayet normal olduğunu hatırlatmak gerek. Stresli dönemler işyerin de ve hayatımızda ki inişli çıkışlı ilişkiler bunlar gibi durumlarda endişelenmek gayet normal bir davranıştır. Çoğu kişi öngörülemeyen, yeni ve belirsiz durumlarla karşılaştığında zaman zaman endişelenir. Problem olduğuna dair bilgiler veren durum endişenin sıklığı, ciddiyeti, aşırılığı ve kontrol edilemez olmasıdır.
Peki ya Kaygıyı nasıl anlayacağız? Endişeyi genel hatlarıyla tanıdık ve örneklendirdik. Gelin şimdi biraz da kaygıyı yakından tanıyalım.
Endişeler zihinde gerçekleşirken, kaygı beden de gerçekleşir. Kaygı tehlikeli bir durumda iken veya tehdit altında hissettiğimiz durumlara karşı gerçekleştirdiğimiz fiziksel reaksiyonun genel adıdır. Kaygılı bir durumda iken veya öyle hissettiğimizde bedenimizde şunlar gerçekleşir; kalp atışında hızlanma, solunum hızında değişiklikler, mide-bağırsak sorunları, terleme, titreme ve baş dönmesi gibi durumları içerir. Kaygılı bir duruma geçip vücudumuz bu savunma mekanizmasını etkinleştirdiğin de vücudumuz savaş ya da kaç durumuna geçer. Ya bu tehlikenin ve tehditi karşılayıp üzerine gideriz ya da kaçma durumuna geçeriz. Kaygı, bedenin tehdit saptama sisteminin bir parçası olduğu için, sahip olduğumuz en önemli hayatta kalma sistemlerimizden bir tanesidir.
Kaygı ile ilgili sorun ise şudur ki; Siz tehlike altında olduğunuzu düşündüğünüz her durumda tetiklenir. Bu gerçekten tehlikede olmadığınız durumlarda bile geçerlidir..
Kaygı ile ilgili diğer sorun şudur; kaygı aslında sadece fiziksel bir tehlike ile baş etmek için olan bir düzenektir. Eğer tehlikeli bir durum altındaysanız savaş ya da kaç mekanizması etkinleşerek bedenizi duruma hazırlamak konusunda iyi bir performans gösterir. Fakat unutmamak gerek ki gündelik yaşantımızda sadece fiziksel tehditlerle karşılaşmayız. Bunun yerine zihnimiz ve bizler daha çok sosyal tehlikeler ve tehditlerle ilgiliyiz. Örnek vermek gerekirse işe geç kalmak ve patronunuzu kızdırmak konusunda endişelenebilirsiniz. Bu ve buna benzeyen durumlar kaygıya neden olabilir, ama örnekten yola çıkarak söyleyebiliriz ki bu durum aslında fiziksel bir tehdit değildir.
Kaygı ve endişe şu açıdan birbirlerine benzerler. Sadece kaygılı olmak, bir sorununuz olduğunu göstermez. Zaman zaman öngörülemez, yeni veya belirsiz durumlarda kaygı hissetmek de olağandır. Örnek vermek gerekirse ilk defa deneyimlediğiniz herhangi bir işi yapmadan önce kaygılı idiniz, çünkü daha önce deneyimlememiştiniz bu da sizin için öngörülemez, belirsiz ve yeni bir durum içeriyordu, ama bu durum ve durumlar günlük hayatınızı bozduğunda sorun yaratan bir durum haline gelir. Bu durumların genel adına “Yaygın Kaygı Bozukluğu” (YKB) adı verilir.